Zaman, ışıkla gölge arasında masal kurar.
Sıradan nesneler sessiz hikâyeler fısıldar:
Yarısı yenmiş bir elma, ışığı yakalayan bir çatal,
çiçeklerin arasında unutulmuş bir kadeh..
Kimi ışığı tutar, kimi gölgeyi seçer.
Bir fincan üzerinde hâlâ buharını taşır,
bir sayfa rüzgârı bekler.
Her ayrıntı yaşamla yok oluşu anımsatır,
gündelik olan masalsı bir dile dönüşür.
Usul usul süzülür düşlerin oynunda,
yavaşça erir gece ve gündüz arasında.
Time weaves its tales between light and shade,
ordinary objects whisper, softly displayed:
A half-eaten apple, a fork that gleams,
a glass forgotten among flowered dreams.
Some hold the light, some seek the shade,
a cup still carries its steaming parade,
a page waits for the gentle wind to play.
Every detail recalls life and decay,
the everyday transforms in a magical way,
gently turning into a drifting dream.

Sonbahar yaklaşırken, patikalar daha cömert,
yol kenarları daha sabırlı, daha sakin olur elbet.
Kimi meyve sessizce dallardan sarkar,
kimi ot sakince bekler, kendini tanıyan ellere uzanır.
Bu bölümdeki görüntüler yalnızca
bir sepet, bir yürüyüş, bir öğün değil;
aynı zamanda eve taşınan,
usul usul dokunmuş bir masal, bir düş.

As autumn draws near, the paths grow more kind,
the roadsides more patient, more gentle in mind.
Some fruits hang quietly, heavy on the bough,
some herbs wait softly, reaching to the hands that know how.
These images are not merely
a basket, a walk, a meal to carry;
but also what is brought back home;
a tale, a dream, touched softly, slowly.

Her şey yerli yerinde…
Ya da değil; öyle görünmüyor sanki.
Masada fazla tabak, yarıya kadar erimiş mumlar,
sandalyeye düşmüş bir peçete.
Ama hiçbir şey rastgele değil.
Sanki biri henüz kalkıp gitmiş,
ya da hâlâ buralarda oyalanıyor.
Bu sofra yalnızca yemek için değil;
hatırlamak, hayal etmek
ve fani olanı kalıcı kılmak için bir de.
Işık titriyor,
zaman içeride eğilip bükülüyor..
ve kim bilir, belki de görünmez bir kapı aralanıp
seni dolaşamaya çağırıyor..

Everything is in its place…
Or not; it seems a bit misplaced.
Too many plates, candles half-melted,
a napkin fallen, softly belted.
But nothing here is truly chance.
Someone may have just left this dance,
or lingers still, caught in a glance.
This table is not just for a meal;
it’s for remembering, imagining,
and making the fleeting eternal, real.
The light trembles,
time bends, it softly sways..
and perhaps an invisible door quietly opens,
inviting you to wander..

Yuva hâlâ orada, bekler sessizce
İnce dallar, kurumuş otlar özenle örülmüş birbirine.
Gündüzleri terk edilmiş, boş görünür,
ama akşam olunca değişir her şey bütünüyle.
Işık solar, daha eski bir sessizlik yayılır,
belki bir tüy kımıldar, bir gölge kayar.
Bir fısıltı, bir şarkı geceye karışır,
küçük periler için gizli bir yuva, usulca ışır. 🌙✨

The nest still waits, it waits in quiet,
thin twigs, dry grasses woven with care.
By day it seems empty, small,
but as evening falls, it changes all.
Light fades, an older silence spreads,
perhaps a feather stirs, a shadow treads.
A whisper, a song blends into the night,
a hidden home for tiny sprites, softly alight. 🌙✨
Meadow Wanderer
Dikili, İzmir, Türkiye
Telif Hakkı © 2025 Meadow Wanderer - Tüm Hakları Saklıdır./ All rights reserved

TR
Burada size daha iyi bir deneyim sunabilmek için yalnızca temel çerezleri kullanıyoruz. Daha fazla bilgi için Çerez Politikamıza göz atabilirsiniz.
EN
We only use essential cookies to make your experience here smoother. For more details, you can check our Cookie Policy.