Masamda bekler her zaman, binbir iş, binbir çeşit hikâye.
Her biri birer düş, gizli bir sır, her biri bir macera..
Kimi suskun ama ısrarcı; “Günü bitir,” diye fısıldar;
kimi sabırsız ve telaşlı, dolandırır insanın elini ayağını;
kimi de bir türlü çözülmez, bir o kadar inatçı.
Bir köşede uçları boyaya bulanmış, çoktan kurumuş fırçalar;
diğer köşede kâğıt yığınları arasında uyuklayan küçük çizimler,
daktiloda yazılmış birbirinden tuhaf güzellemeler...
Peki ya defterler?
Açmasak belki daha iyi.
Labirent gibi satırlar, aceleyle düşülmüş, okunmaz notlar,
olgunlaşmayı bekleyen çeşit çeşit tasarılar;
uzayıp giden, bir türlü tamamlanmayan hikâyeler...
Ve bak: Yine uzun, yine yarım..
Ama neyse ki ben buna alışkınım. :))
Zamanı geldiğinde biter mi peki bu işler?
Biter canım.. Evet, biter.
Derken birden, sessizlikte duyulur bir çıtırtı:
Kurumuş çiçekler uyanır, oluşturur bir çayır portresi..
Ve diler bir gün duvarları süslemeyi,
kim bilir belki de seninkini..
Mürekkep ise çoktan kendi yolunu seçmiş zaten…
Usulca dökülür kağıda,
hikâyeler, şiirler, hayaller..
Bazen de Atölye’de sessizlik örer desenini
ve yalnızca bekler sessizce, sabırla sabahın gelişini.
Burada eller meşgulken zaman başka bir boyuttur.
Gerçekten. :))
Bazen kıvrılıp bükülür, uzar da uzar bazense ansızın çözülür,
hemencecik geçip gider. Ama sonunda, her şey alır yerini
tam da olması gerektiği gibi..
İşte bu yüzden atölyemde kural yoktur;
her şey oyuna dönüşür..
Renkler ve iksirler, boyalar ve çiçekler;
mürekkep, fotoğraflar, dijital izler, çizgiler, şiirler.
Hepsi karma sanatlar diyarında buluşur
sonsuzluğu diler ve düşlerin içine karışır gider.. 🌙✨

Sevdiğin çiçekleri saklamak için gereken her şey, bu el yapımı pres kitinde. Kimi zaman bir yürüyüşte toplanan bir papatya, kimi zaman unutulmayan bir günün hatırası.. Hepsi için bir yer var burada. Yavaş günler, sessiz uğraşlar, dalgın bakışlar için hazırlandı. Eller meşgulken, zihin kendi yolunu bulur; çiçekler sabırla, sessizce bir masala dönüşür.



Bu pres kitlerini, kır çiçeklerini kurutmak, saklamak, toplamak ya da sanatsal amaçlarla kullanmak için tasarladık.
Kullanımı:
Kadim reçetelerden, sabır ve kalıcılıkla hazırlanmış. Grimoire sayfalarında, gizli notlarda yerini bulur.

Her şişe, bitkisel boyama ve yazım geleneklerinden ilham alan küçük bir iksir gibi.
Bu fikir, biraz da Jane Austen’dan esinleniyor; rivayete göre mürekkebini onun için bir arkadaşı yaparmış.
Şimdi bizde de var.. Sınırlı sayıda yalnız. İsterseniz bizden alın; edebi başarıyı garanti edemeyiz; ama, keyifli bir deneyim olur :)
Ya da dilerseniz, kendi mürekkebinizi kendiniz yapın, diye tarifini de ekledik..

Bahçemizden ve çevreden topladığımız meşe mazılarını, “slow brew” yani yavaş demleme yöntemiyle, biralı bir solüsyonda 8–10 hafta kadar fermantasyona bıraktık, arada karıştırdık, ilk başta biraz garip koktuğunu itiraf edelim :) Tabii bu iksirin bir parçası :) Sonra süzdük, biraz akasya gamı biraz da karanfil yağı..

Üretimin her aşamasında doğal ve sürdürülebilir malzemeler seçmeye çalıştık, elimizdekileri yeniden kullandık.Ortaya ne çıktı? El yazısını sevenlere, defter tutanlara ve yavaş, doğal üretimden keyif alanlara küçük keyifler..
Şişeden çıkan söz.. Renk ne kadar koyuysa, hikâye o kadar güçlü olur. :)
El yapımı sabunlarımız, doğal ve bitkisel içeriklerle küçük partiler hâlinde üretilir; eller, yüz ve beden için özel olarak hazırlanmıştır. Cilde nazik, doğaya saygılı. Yavaş ve özenli bir sürecin ürünü. Sadelikte, ritüelde ve cilt dostu bakımda güzellik bulanlar için.
Sabunlarımızı soğuk yöntem ile, küçük partiler hâlinde elde üretiyoruz.
Yapımında; İzmir Dikili’de yer alan ve Siyah İnci adını verdiğimiz zeytinliğimizde, iyi tarım esaslarıyla elde ettiğimiz kendi ekstra naturel sızma yağımızı %60 - %70 oranında kullanıyoruz.
Ayrıca, hindistan cevizi yağı, shea yağı, kakao yağı ve hint yağı gibi cilde faydalı, doğal ve değerli diğer yağlara da yer veriyoruz.
Bu zengin bileşenler sayesinde sabunlarımız hem temizleyici hem de yumuşatıcı bir etki bırakıyor.
Ayrıca sabunlarımızın içeriğini;
yeşil kil, pembe kil, kırmızı kil, bentonit kili ve organik spirulina tozu gibi doğal minerallerle zenginleştiriyoruz.
Her formüle, aromaterapi etkisi taşıyan; lavanta, bergamot, paçuli, sedir vb. gibi saf uçucu yağları da ekliyoruz.
Bu birleşim, hem cilt için nazik hem de duyular için keyifli bir bakım deneyimi sunuyor.
Ayrıca cilt dostu formülümüzde hiçbir sentetik katkı, parfüm, renklendirici veya palm yağı kullanmıyoruz.
Doğal yağlar ve killer kullanılarak özenle hazırlanmış sabunlarımız, ellerinizi, yüzünüzü ve vücudunuzu nazikçe besler, cildinizin doğal dengesini korurken ferahlatıcı ve yatıştırıcı bir temizlik sunar.
Günlük kullanım için ideal olan sabunlarımız, doğanın saf özünü güzellik ve bakım rutininize taşır. ⚘
Not: Sabunlarımızı kuru bir zeminde saklarsanız çok daha uzun süre dayanacaktır.

Soğuk işlem sabunu, sabun yapımında kullanılan yağların ve kostik (sodyum hidroksit) çözeltisinin ısıl işlem görmeden birleştirilmesiyle yapılır. Karışım kendi kimyasal reaksiyonuyla (sabunlaşma/saponifikasyon) yavaş yavaş sabuna dönüşür.Bu yöntemde:
Kısacası: Soğuk işlem sabun, cilde nazik, doğaya saygılı ve el yapımı doğal sabunların en saf halidir.
(Görürseniz, gerçekten şanslısınız demektir..) ✨
Meadow Wanderer
Dikili, İzmir, Türkiye
Telif Hakkı © 2025 Meadow Wanderer - Tüm Hakları Saklıdır./ All rights reserved

TR
Burada size daha iyi bir deneyim sunabilmek için yalnızca temel çerezleri kullanıyoruz. Daha fazla bilgi için Çerez Politikamıza göz atabilirsiniz.
EN
We only use essential cookies to make your experience here smoother. For more details, you can check our Cookie Policy.