Adımını at içeriye, gel hemen
masal seni tanır, gerek yok çekinmene.
Bırak tüm kaygılarını geride
dinlen istersen
yaşlı meşenin koyu gölgesinde.
Ocak sıcak, ateş usul usul yanmakta,
çaydanlık fısıldar eski hikayeleri
tatlı, yumuşak bir dilde.
Bir bardak çay,
birkaç hikâye var burada,
ve bir de çözülmeyi bekleyen bilmece..
Belki sen de bulursun
eski sözlerin izini;
bir ezgi süzülür havada,
uyandırır çayırın dilini.
Ve bilirsin:
her masal bekler
kapısından ilk adımı atacak
senin gibi cesur birini. 🌙✨
Ah, Kimim Ben?
İnsanlık kadar eski,
her çağda sorulmuş bir bilmece.
Ve şimdi, kısa bir yanıt mı bekliyorsunuz?
Bu biraz zor işte!
Bırakın hikâye dallansın, budaklansın,
bulsun kendi yolunu;
rüzgârlar essin,
harfleri dizsin nazik bir ezgiyle.
Zamanı gelince
buluruz belki cevabı
bir başka bilmecenin izinde.
🕯️ Adım mı Nedir?
Birden fazladır orası kesin.
Kimi der bana Çayır Gezgini,
Düşlerde Gezen,
bazen Neşeli bir Aylak olur adım.
Ve bazen,
dolaşırken unutulmuş patikalarda
adımı duyarım rüzgârın dilinde,
yaban çiçeklerinin izini süren yol-gezer der sessizce.
Ve bilirim,
bu isimleri ilk ben taşımadım,
son taşıyan da ben olmayacağım.
Ama anılırsam bu adlarla bir daha,
taşırım onları zarafetle, onurla.
Çünkü attığım her adımda
uyanır patikaların eski şarkısı bir kez daha,
ve gece hatırlar adımı
yumuşak bir rüzgârın hafızasında. 🕯️
🌙 Naçizane Fikrim
Ne tamamen kaybolmuşum,
ne de tümüyle bulunmuş.
Bir yanım aittir bu dünyaya,
diğeri gezer düşlerde.
Bir elim uzanır göğe,
dokunur bulutlara;
öteki elim iner toprağın kalbine,
bulur kadim sırları yaşlı köklerde.
Yürürüm bazen de
sebepsiz,
yalnızca içimden geldiği için,
öylesine.
Mırıldanırım şarkımı çayırlara,
ağaçların kalbine;
sessizce serperim
bulutların gezgin ruhlarına,
uyuyan dağların düşlerine.
Belki de bir izim kalır bu topraklarda,
ya da rüzgârın kumlarda sildiği
ayak izi gibi silinip giderim sessizce.
Sonsuz değilim nihayetinde.
Belki de gerçekten neşeli bir aylağım,
sırf bu nedenle işte.
🌾 Adımladığım Patikalar
Yürürüm,
haritaların bile unuttuğu yollarda
gündüz gece.
Zamanın sisine gömülmüş
gizli patikalarda.
Yaban çiçeklerinin sır sakladığı yerlerde,
gölgelerin düşlerle sessizce konuştuğu geçitlerde.
Dolaşırım bazen ormanların derinlerinde,
dinlenirim pınarların şarkı söylediği serin gölgelerde.
Attığım her adımda
uyuyan bir şarkı uyanır,
sisli tepelerin ardında yankılanır.
Yabanın kadim büyüsü
rüzgârla süzülür, kulağıma fısıldanır.
Her kovukta mühürlü bir sır,
her yaprakta sessizce korunan bir iz vardır.
Ve her gizli köşe barındırır bir masal,
bir vakit söylenmiş;
unutulmuş çoktan.
Kadim zeytin ağaçları
bin yılın sırlarını taşır köklerinde,
görkemli meşeler
yapraklarından fısıldar efsaneleri gökyüzüne.
Kimi sabah sisinde saklanır,
bekler belki bulunmayı;
kimi gecenin gölgesinde kaybolur usulca,
belki de bir daha hiç çıkmaz karşına.
Günün ilk ışığıyla
başlasın o zaman yeni bir hikâye daha.
Şafağın Sırrı
Çayırlar uyanır,
beyaz bir sis kaplamış her yeri.
Gece boyu dans eden perilerin ayak izleri
hâlâ çiçeklerin üzerinde,
sabah çiyinde gizli.
Gün ışığı parladıkça
kaybolur gider sırlar, masallar, hayaller;
yakalamak için erkenden gitmeli.
Şafaktan Öğleye
Sis çekilir yavaşça, sessizce,
şafağın fısıltıları karışır havaya
ve gün başlar kendi ritminde.
Öğlen Vakti
Güneş aylakça oyalanırken gökyüzünde,
ışıkları süzülür yaprakların arasından nazikçe.
Gölgeler dans eder,
rüzgârla oyun oynar,
ormanın zemininde oluşur gizli gizli şekiller.
Dinleyene çeşit çeşit masallar söyler.
Ve ben beklerim sihirli saatleri
gece inerken yavaşça.
Küçük parıltılarının izini sürerim,
bazen bir yaban çiçeğinin tacında,
bazen de bir yaprak üzerinde dinlenen
yusufçuğun altın kanadında.
Durdurmaya çalışırım zamanı,
elimde kameramla,
nefes almadan,
kıpırdamadan,
usulca.
Gecenin Sessizliği
Geceleri ise bir başkadır çayırlar.
Sessizliğin içinde bazen duyulur uzaktan homurtular.
Ve bil ki dostum, o gece işittiğim o sesler
ne düşten ne de bir masaldan,
bal gibi gerçektir,
silinmez hiç izi hafızadan. 😅
Bazen bir tilki süzülür gece çayırın derinliklerinden;
kuyruğu bir an görünür,
sonra hop, kaybolur gider birden.
Görebilirsen tabii eğer,
acelesi var hep gerçekten.
Bazen de susamış bir kirpi uyanır uykusundan,
ağır adımlarla ilerler,
sonra o da kaybolur kadife gecede,
ve silinir tüm izler solan ışıkla birlikte.
Eğer ay utangaçsa o gece,
inmem vadinin içine.
Kenarından yürür,
karanlığın ahengini bozmam bile bile.
Çünkü bilirim, gece onlara aittir,
ben ise yalnızca bir gölge;
gümüş ışığın altında
sessizce süzülen bir yolcu.
Otururum bazen
yol kenarındaki bir taşın üzerinde,
yıldızları fotoğraflar,
dalarım düşlere sessizce.
Aylaklık bu ya işte!
Ve sorarım sonra:
Kimiz? Niye varız?
Neler bekler bizi Samanyolu’nun ötesinde, diye.
Sormaktan korkmam, öğrenmekten usanmam;
cevap değil, cesarettir ışığı canlı tutan,
sonsuz gecelerde hep usulca yanan.
🍂 Topladıklarım
Peki, hangi masalları,
hangi küçük parıltıları toplarım ben?
Hangi hayalleri,
hangi gizli sırları saklarım?
Tabii ki gezerken bulduklarımı.
Tuhaf hazineleri
ve onlardan da tuhaf hikâyeleri.
Sihirli fısıltılarda saklı sessiz mucizeleri.
Bazen dikenli bir çalı konuşur benimle,
bazen bir kuş şarkı söyler kendi dilinde.
Rüzgâr taşır düşleri,
fısıldar kelimeleri;
ben de nazikçe dokunurum hepsine
ve dönüşür belki bir gün
bir masala ya da şiire.
Bazen de çıkar birden önüme
serin mavi bir taş.
Derler ki çok eskiden,
Karadağ’ın sırtlarında
yaşarmış bir ejderha.
Alevi toprağın derinliğine sinmiş,
külleri ise dönüşmüş
bulduğum bu taşlara.
Şimdi sessizdir.
Unutulmuş mu peki?
Yok, hiç de değil.
Beklemede sadece.
Gerisi mi?
Saklıdır belki
bir başka hikâyede.
Yoluma çıkan her yaban çiçeğinden
toplarım bir sır,
anlatmak isterse tabii eğer.
Kimi rüzgârla gider,
kimi benimle kalır.
Ve not defterimin sayfalarında
o da kendine bulur birkaç satır.
Bulurum bazen de
zeytin dalları arasında
saklanmış boş bir yuva,
bazen de gece fırtınadan sonra düşmüş,
yerde.
🍃 Çantamda Neler mi Var?
Çantam geniştir;
ama sığmazsa da bulduklarım,
ceplerime koyarım hepsini birer birer.
Lavanta kokulu zeytinyağlı sabunlar;
tam bir cadı iksiri.
Formülü benim.
Bir avuç kil, taş, toprak,
bunlar da doğal boyalar için.
Bir dal ve üzerinde bir meşe palamudu,
geleceğin şarkısı içindir,
anlatırım birazdan.
Ve bazen ceplerimin içinden çıkar
solmuş bir zeytin yaprağı,
hasat zamanından kalma,
hâlâ saklar güzel anları.
Bazen de gökten süzülür bir tüy,
siyah beyaz, benekli, hafifçe eğri.
Uzaklardan duyulur o an
tak tak vuruşlarla güçlü bir ezgi.
Bir ağaçkakandır bu,
apaçık belli.
Yuva kurmakla meşguldür
yaşlı bir meşenin geniş gövdesine
ya da uzayıp giden dev bir okaliptüse.
Hiç şaşırmadan, yılmadan,
doğanın en iyi bildiği şekilde.
Ve bazen usulca filizlenir
bir meşe palamudu
bir ağacın dibinde;
beliriverir birden sessizce.
Peki ama niye?
Sorarım hep,
bilirisin işte. :)
Cevabı mı?
Gel yaklaş,
bu hikâyeyi bir de benden dinle.
Oyunbaz sincaplar,
kurnaz alakargalar
saklarlar tohumları toprağa,
taşların arasına,
kovukların içine.
Kışa hazırlık tabii.
Plan ince.
Ama bazısı unutulur,
kalır geride.
Eh, tipik yaban hayatıdır,
olur öyle işte. :)
Ve unutulan her tohum
iner toprağın derinliğine;
yalnızca kış için değil,
baharın şarkısı içindir bir de.
Ve günler kısalır,
mevsimler döner;
yağmurlar iner,
fısıldar toprağa nazikçe:
“Zamanı geldi,” diye.
Ve işte tam orada
usulca belirir
küçük bir meşe. 🌱
🌊 Denizden Yeni Hikayeler
Kimi zaman da açarım yelkenleri
yeni hikâyelere.
Lodos sürükler kıyıya
tahtaları binbir şekille.
Kabuklar, yosunlar,
çeşit çeşit zarif varlıklarla birlikte.
Her biri bir bilmece, bir iz,
ayrı birer masal.
Zaman, tuz ve dalgalar,
en eski zanaatkârlar.
Taşları bile oymuşlar.
İşte bazen çıkar o taşlar karşıma,
halkası aşınmış yıllarla.
Sanki gizli bir geçit açar
görünmeyen diyarlara.
Kaldırırım, denize doğru bakarım içinden;
fısıldar eski büyüler,
belki bir peri belirir,
belki gümüş saçlı bir denizkızı
büyülü şarkısını söyler.
Ve bir anlığına gözlerimde parıldar
derin denizlerde,
tahtında oturmuş
kayıp bir kral.
Toplarım hepsini,
nazikçe fısıldadıkları hikâyeleri.
Okyanusun ninnisi eşliğinde,
defterimin sayfalarına örülürler
tatlı bir rüya gibi.🌙
Birisi “Harita” mı Dedi?
Tamam, tamam!
Karışmasın yollar,
şaşmasın adımlar.
İşte size bir harita. :)
Ama hayır,
yine de harita demeyelim.
Belki yalnızca bir pusula.
Kuzeyi göstermez ama
öğütler nazikçe yavaşlamayı bize.
Burada yollar çizgilerle değil,
hikâyelerle açılır.
Her köşe bir sır saklar,
her sayfa bir düş barındırır.
Ve sen, dilersen Dükkan’a uğra,
ya da Atölye’de oyalan.
İstersen de bir göz at
Second Breakfast sayfasına.
Tüm kapıları,
tüm yolları bir arada görmek içinse
tıkla başlangıç sayfasına.
Site haritası ve daha fazlası
açılır orada. ✨
Ya da istersen
biraz daha kal burada,
ve dinle
çayırın masalını bir kez daha.
🕯️ Kapanış
Ve eğer bir gün
yeniden dönersen bu diyarlara,
çayırın kapısı aralık bekler.
Gecikmiş adımları,
gecenin nazik gölgesine karışmış yolcuları,
geri gelenleri,
başka hikâyeleri,
ve henüz yol almamış gezginleri.
Alevi parlar yine ateşin,
usulca yanmaya devam eder.
Çaydanlık mırıldanır son şarkısını,
gecenin derin sessizliğine karışır gider.
Ve belki bulursun beni
işte tam orada,
loş bir lambanın altında.
Elimde sıcak bir çay,
önümde açık bir defter,
hep okumak istediğim
o kitabı yazarken sessizce.
❓️ Son Bilmece
Ve eğer gerçekten bilmek istersen adımı,
dikkatlice dinlemelisin öyleyse.
Ormanın derinlerinde saklı bir pınar,
dev çınarın gölgesinde
hafifçe şarkısını söyler.
Yalnızca sakin yüreklerin duyabileceği sırları
adıyla birlikte fısıldar.
Eh, işte en basit bilmece buydu;
biraz sırlarla,
biraz da sözlerle örülü.
Cevabı bulduysan
yaz ve “merhaba” de.
Ve dilersen,
sor sen de bana
bir bilmece. 🍃
Namárië...
Yıldızlı gökler altında
yeniden buluşmak dileğiyle.
Çayırlardan haber almak
ya da yalnızca “ben de buradayım” demek istersen,
bir mektup bırak rüzgârın uğradığı bir köşeye.
Bugün | Kapalı |
Meadow Wanderer
Dikili, İzmir, Türkiye
Telif Hakkı © 2025 Meadow Wanderer - Tüm Hakları Saklıdır./ All rights reserved

TR
Burada size daha iyi bir deneyim sunabilmek için yalnızca temel çerezleri kullanıyoruz. Daha fazla bilgi için Çerez Politikamıza göz atabilirsiniz.
EN
We only use essential cookies to make your experience here smoother. For more details, you can check our Cookie Policy.